
Hayatın karmaşasından yoruldun. Sığınağını arıyorsun, sığınağını ve düşlerini. Seni ayakta tutan yegane şeyler, yazmak ve düşlerin. Korkuyorsun, dışarısı korkutuyor seni. Gerçeklerden korkuyorsun, sadece bir radyo var elinde. Doğru frekansları yakalamaya çabalıyorsun, yaşamak adına…
Aslında insanın hayattan soyutlanma isteği ile bu soyutlanma korkusunun ikileminden yola çıkıyor “Frekans” kısa filmi. Çağımızda düş gücüne ket vuran tüm sınırlamalardan bir kaçış. Tabii, modern insan, toplumsallaşmak zorunda kalan insan, elinde bulunan son bir iki şeyi de kaybettiğinde yeniden döngüde buluyor kendini. Basit temelle filmin özü şu: ” hayaller ve üretmek bir çözümdür belki de, sonucu ne olursa olsun…”