Metin Çalışkan: Televizyonun Güzelliği Özlemenin Güzelliğinde Saklı

Leyla ile Mecnun hayatımıza girip usul usul bir fenomene dönüşmeye doğru ilerlediğinde bizdeki etkilerini sadece kestirebiliyorduk. Yayından kalktığında düştüğümüz boşluk, aslında Leyla ile Mecnun’un bir diziden, kurmaca bir işten ötesi olduğunu kanıtlıyordu.

Kolay değil Leyla ile Mecnun insanlığın pazartesileri iş başı yaptığı ilk tarihten beri depresifliğindeki büyük etkeni, pazartesi sendromunu yıkabilmişti. Dizi her pazartesi hayatımızın sıradanlıktan uzak, ironiyle süslenmiş absürt anlarına dikkat çekiyordu. Belki de dostluk, sevmek vb. önemli duygular dışında kendimizi çok da ciddiye almamamızın, hatta zaman zaman kendimizle dalga geçebilme özgürlüğünde ve rahatlığında olmamız gerekliliğin altını çiziyordu. İyi yazılmış, iyi yönetilmiş, iyi oynanmış dizinin izleyiciye katkısı sadece yukarıdakilerle sınırlı değil tabii. Önemli bir nokta da Leyla ile Mecnun sayesinde izleyicilerin o renkli dikdörtgen kutu üzerindeki asıl hak sahibi olduğunu hatırlayabilmesi, iyi televizyon beklentisinin yeninden yaratılabilmesi, televizyondaki kötü işlerle alakalı eleştirilerde sığınılan arz talep meselesini yıkmasını izleyici televizyon ilişkisine katkıları arasında sayabiliriz. Neticede Leyla ile Mecnun sistem dışın cesur bir projeydi. Evet tutmayabilirdi de fakat tutmasa bile denediği, yapmaya çalıştığı şeyler için takdiri hak edecekti.

leyla ile mecnun

Peki Leyla ile Mecnun nasıl fenomene dönüşmüştü? Pek çok detayı sayesindedir eminim. Bana göre belli başlıları; öncelikle Burak Aksak’ın her bölümde birçok gönderme yapmaya müsait (ki bu göndermelerden bile ayrı ayrı özel bölümler çıkabilir) sınır tanımayan izleyicisini ise katiyen aptal yerine koymayan etkili kalemi akla geliyor. Ben de Özledim’in ilk bölümünde Leyla ile Mecnun’un iki buçuk üç dakikalık malum kişi ve kurumlar sayesinde izleyemediğimiz finali sanırım Burak Aksak’ın senaristliğine ne denli güçlü olduğuna dair en büyük kanıt. Spoiler (Türkçesini internette sürprizbozan olarak görmüştüm kim bulduysa sağolsun) yani süprizbozan sinema, dizi sektörünün ilk çağları incelendiğinde bile izleyiciler arasında kavga dövüş mevzulardır. Örneğin 1957 yapımı Billy Wilder filmi Beklenmeyen Şahit filminin sonunda, filmin finalini filmin keyfini bozmamak için kimseye söylemeyin gibi bir ibare bulunur. Wilder, sürprizbozanın ölümcüllüğünü keşfetmiş olacak ki yapımcılarla bu formülü bulurlar. Süprizbozan hususunda düşündüğümde ilk tehlike çanları Altıncı His, Dövüş Kulübü, Others, Olağan Şüpheliler gibi filmlerle çalardı, artık bu filmlerin arasına belki de ilk sıraya, Aksak’ın kalemi sayesinde Shakespeare’le Ferdi Tayfur’u, Tehlikeli Oyunlar’la Ghost Busters’ı aynı dizide buluşturabilen Leyla ile Mecnun’u da yazmak gerekecek.

Burak Aksak’ın kalemi kadar Onur Ünlü’nün diziyi sahiplenişinin, iyi yönetiminin de katkısı büyük. Onur Ünlü henüz ilk filmi Polis ile farklı çizgisini belli etmiş, dikkatimi çekmişti. Onun filmleri konuşulduğunda zihnimde genellikle tuhaf ölçüde güzel, cümlesi yankılanır. Kara mizah, fantastik unsurlar, çeşitli göndermeler, çok karakterli öyküler aynı zamanda şiirle yakında ilgili olan Onur Ünlü sinemasının temelini oluşturur. Örneğin Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi aşırı acıklı olduğu ölçüde ince bir mizah da barındırır. Çok karakterli bir öyküdür anlatılan ve her karakter perdede yaşayan insanlar haline gelir. Onur Ünlü’nün ilk üçünde rahatlıkla sayabileceğim Beş Şehir ise kedisiyle, trenleriyle, Ahmet Kaya’nın Beni Vur’u ile saygı duyulacak güzellikte bir hüzne sahiptir.

Şimdi Leyle ile Mecnun’a bakıldığında, Onur Ünlü’nün yaptığı filmleri de göz önüne alırsak aslında onun dışında kimsenin projeye evet demeyeceği, ya da onun dışında kimsenin işin hakkını veremeyeceği çıkarımını yapabiliriz.

Üçüncü özellik ise samimi oyunculuklar, Ali Atay’dan Ahmet Mümtaz Taylan’a, Serkan Keskin, Osman Sonant, Cengiz Bozkurt ve Leyla ile Mecnun evrenine dahil karakterleri ortaya çıkaran tüm oyunculara kadar izleyici rahat ettiren, aileden biri konumuna getiren, karşılıklı çekirdek çitlememizi, çay içmemizi, hüznümüzü, neşemizi sakızla, üzümle atlatmamıza imkan tanıyan samimiyet… Leyla ile Mecnun, Leyla ile Mecnun ekibi böylesi özellikleriyle, Halit Akçatepe, Tarık Akan gibi ustaların hep anlattığı, Ertem Eğilmez ustanın kurduğu Arzu Film ekolüne benzetilebilir aslında.

İzleyici olarak biz de epey sevmiştik tüm işleyişiyle, tüm detaylarıyla Leyla ile Mecnun’u. Sonra… Sonra aniden yayından kalktı dizi. Gezi Parkı söylemleri ayyuka ulaştı. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Şöyle bir durum var. Sanatçı illa duyarlı olmak zorunda değildir yine de ülkesindeki, dünyadaki bir toplumsal olayla alakalı reaksiyon gösteriyorsa, tepki veriyorsa yahut reaksiyon gösterenlerin yanında bulunuyorsa kimse ne onu ne de projelerini yargılayabilir. Özellikle gerçekleştirdiği projeler, sanat eleştirisi dışında salt sosyal-politik bir düzlemden ele alınıyorsa neredeyse ön yargıyla bakılıyorsa, o üretime ceza kesiliyorsa yazık…

ben de özledim

Leyla ile Mecnun yayından kaldırıldığında sudan çıkmış balığa döndük adeta. Güneşli pazartesilerin anlamı yoktu. Televizyon kumandası mendeburlaşmıştı . O dikdörtgen kutu yeniden çoğu izleyicisine saygı göstermeyen, titizlikle uğraşılmayan, kötü projelerin çalışma alanı haline gelecekti. Gelmedi…

Sosyal medyada Ben de Özledim’den haber olduk. Leyla ile Mecnun ekibi aynı kadro yeni bir projeyle izleyici karşısına çıkacaktı. Önce bir tanıtım videosu gördük sonra öğrendik ki tanıtım videosu bile çok güzel bir göndermeye sahipti. Keyfimiz yavaş yavaş yerine geliyordu.

Dizinin ismi bile hepimizi umutlandırıyordu. Hem bir Ferdi Tayfur şarkısı olması hem de her hafta özleyeceğimiz bir dostla tanışacak olmamız, üstelik Ben de Özledim’in Leyle ile Mecnun’un arkasından bir maşrapa su dökmeye zaman bulamadan yayına girmesi mutluluk vericiydi.

Henüz üç bölüm izledik Ben de Özledim’den. Üç bölüm ritmini her bölümle arttıran Ben de Özledim’i sahiplenmemize yetmişti. Emeği geçen herkese teşekkürler.

Ne yazsam

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s