World War Z, filmin ve insanlığın umudunu Hollywood star sisteminden güç alarak Brad Pitt’e yükleyen, zombi külliyatına yeni bir bakıştan ziyade külliyatı vasatlaştıran, altmetniyle bilimi kucaklarken, politik duruşuyla Amerikanvari havasını her an hissettiren bir yapım.
Marc Forster sevdiğim bir yönetmendir. Özellikle Stay filmi benim için özeldir. Fakat World War Z’yi kariyerinde bir iniş olarak görüyorum. Örneğin hareketli kamera kullanımı gerilim dozajını arttırırken filmin karakteristik yapısına fazla bir artı getirmemiş. Zaten klasik bir gişe filmi olarak henüz ilk dakikalardan konuya bodoslama bir giriş yapıyoruz World War Z’de. Bir de çekimlerin hikayeyi anlatmaktan çok dağıtmaya yönelmesi, kahraman eskisi, kurtarıcı mitimizin ana figürü Brad Pitt ile savaşa dahil olmamız cabası.
World War Z bir kitap uyarlaması fakat kitabı okumadım. Bu nedenle filmin bazı hamlelerinin kitaba sadık kalmak için mi yapıldığını veya bariz senaryo eksikleri mi olduğunu bilmiyorum.
—spoiler—
Filmin politik bir duruşu da mevcut. Örneğin İsrail korunaklı bölge. Çünkü zombi istilasından evvel akıllıca bir girişimde bulunmuşlar. Ayrıca kapılarını Filistinlilere de açıyorlar. Fakat Filistinliler sayesinde zombiler İsrail’e saldırıyor. Bir de İsrail’in altyazıda Orta Doğu olarak çevrilmesi meselesi var.
Virüsün yayıldığı en azından ortaya çıktığı belirgin bölge ise Kuzey Kore.
Bir diğer dikkat çekici nokta da Harvardlı dostumuzun trajik ölümü!!! Adam sadece Brad Pitt’in zihninde filmin ilerleyen dakikalarında bir kıvılcım yaratmasına neden oluyor. Öyküye hizmeti bu kadar. Önemli bir hizmet tabii. Tabii Brad Pitt’e mi, filme mi orası ayrı konu.
—spoiler—