Depresyona Kaldığımız Yerden Devam: Anathema

Neden Anathema?

1038Hiçbir teknik ayrıntıyı önemsemeyip, vikipediden dahi araştırmaya uğraşmadan, sadece grubun bana hissettirdiklerinden bahsedeceğim.
Anathema müziği benim gibi hayat felsefesi nabza göre şerbet olan, iki yüzlü insanların çok seveceği güzide bir
progressive rockımsıdır. “Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir” mottosuyla, ayrılık fırtınalarını, sırttan
bıçaklamaları anlatan, platonik garibanları mest edecek melodi ve tarza sahiptir. Acı çekerek gaza gelirken insanı
tripten tribe sokar, birkaç şarkı sonrasında kendinizi umutsuzluğun ve kaybetmişliğin derin huzurunda bulursunuz.
Şahsen benim en sevdiğim müzikler, genelde yavaş ve duygusal başlayıp akabinde nakaratta coşturan, ardından yarı-
yavaş bir biçime dönüp sonunda hızlanan bir biçime sahip oluyor. Özellikle de, şarkı bitmiş gibi olup da aniden
tekrar başlıyorsa mest oluyorum.(Sadece bu bitiyormuş gibi olmaca durumuna örnek; Metallica – Loverman) Bu yüzden
de Anathema severim falan neyse kim ki bunlar;

Kim?
Trash metal deyince akla ilk Metallica gelir. Şu yazıyı kimse okumayacak belki ama deminki cümleyi sırf
muhafazakarlara taş olsun diye yazdım. Metallica en iyi trash metal grubudur demiyorum akla ilk gelendir diyorum.
Ayrıca bu Metallica’yı ezik bulacak kadar havalı olma durumunu kimler oluşturdu, gerçekten artık cool’luğunuza
erişemiyorum.
İşte Anathema da bence bu hüzünlü rock-metal müziğin Metallica’sı. (Burada aslında doom metal yazasım geliyor ama
maalesef o doom bu doom değil. Halbuki ben doom metale Anathema ile başlamıştım. Meğerse hiç başlamamışım bile.
Doom metal nedir diye merak ediyorsanız Candlemass’ten herhangi bir şarkı dinleyebilirsiniz.) Farklı
enstrumanlarla Orjinal melodiler(pianodan falan bahsediyorum burda klasik gitar-bass-bateriden farklı o yani –
darbakışlar), yağ gibi bir vokal. Açıkcası grup hakkında çok fazla “bilgim” yok. Hiçbir zaman grup üyelerinin
tiplerine, isimlerine bakan insanlardan olmadım. Albüm isimlerini de unuturum ama parçaların bana
hissettirdiklerini hiç unutmam. Bence müziğin dili yoktur ve tüm sanat dallarında olması gerektiği gibi tek amacı
karşı tarafın duygularına dokunmaktır. O yüzden şimdi şarkılara geçiyorum.

 

TOP3

Are You There

2003 çıkışlı A Natural Disaster albümünden sakin bir başlangıç. Önceden bahsettiğim gibi nabzın yavaşça
yükseldiği, melodilerin garip bir şekilde insanı karamsar bir huzura taşıdığı, hüzünlü metale(yoksa rock mı) güzel
bir örnek oluşturacak parçalardan. Bir çok Anathema şarkısında olduğu gibi bu da gözünüzü kapatıp melodiye eşlik
ederken yavaşça kafa sallama isteği uyandırır. Ne kadar iki yüzlüymüş gördünüz mü; bundan bahsediyordum en başta
da. Nasıl metal ki bu deseniz yeridir. Ben de ergen metali derim ki o zaman kendime çok samimi bir “gerigömüş”
olur.

 One Last Goodbye

Klasiklerden devam ediyoruz. Öncelikle itiraf ediyorum ki ben de çoğunuz gibi şarkıların sözlerini genelde
anlamıyorum. Aslında ingilizcem fena olmamasına rağmen kelimelerin nameli bir şekilde söylenişi karşısında
kulaklarım çaresiz kalıyor. Ve açıkcası bu durumdan çok da rahatsız değilim; çünkü bu duruma rağmen çoğu zaman
melodi zaten şarkının size hissettirmesi gerekenleri anlatıyor. Peki ya o zaman müzikte vokal ne kadar gerekli?
Yok oralara girmeyeceğim. Bu konuya dalma sebebim ise sözkonusu şarkının sözlerini anlayamıyorsanız, bence
çeviridir liriktir bir bakın derim. Çok basit ve Anathema’nın ne olduğunu anlatan sözlerdir. Bu konumda bu tarz
müzikten soğumanız sözkonusu olabilir. Belki de kompleks gitar rifflerinden, scream vokallerden, oyuncaklı
sözlerden hoşlanıyorsunuzdur. Fakat tam bu saçma şeyleri düşünürken şarkının son solosu girdiğinde kafanızı iki
yana hafifçe sallayıp “evet daha fazlasını istiyorum” diyorsanız buyrun devam edelim.

Emotional Winter

Bir süre acaba ilk üçe ne girebilir diye bakındıktan sonra ki; biraz zorlu bir süreç oldu çünkü netten bakıyorum
ve bir yandan arkada tamamen legal yollardan yeni Wolfenstein oyunu iniyor, bu duygusal kış parçasında karar
kıldım. Bazen cümleleri o kadar uzatıyorum ki toparlamak zor oluyor; okuyucuyu da zorluyor mu acaba. Farkettiniz
mi bilmiyorum ama şarkıyla ilgili pek bir şey yazmayacağım. Arkada açtıysanız zaten, kendini gayet iyi
anlatacaktır. Ne demiştik yavaş gider hızlı “girer”.

Bonus – Weather Systems

anathema-weather-systems-coverBu bonus öneri bir şarkı değil, grubun 2012’de çıkardığı pek güzide albüm. Ben çok geç keşfettim, hep demin
bahsettiğim eski damarlardan dinliyordum. Çoğu zaman sevdiğim grupların yeni albümlerini dinlemeye korkarım.
Yaratıcılık mı bitiyor beklenti mi artıyor, grubu kendi çizgisinden ayıran şey ne bilmiyorum ama bence ürkünç. Ama
bu albüm olmuş. İlk şarkıyı açarsanız bir an için yanlışlıkla bombay bisiklet kulubü gibi bir şeyler dinlediğinizi
düşünebilirsiniz. Merak etmeyin kısa sürede toparlıyor ve çok da hoş oluyor.

Bu arada Anathema birkaç gün önce pek sevgili memleketimizi ziyaret etmişti. Çok da sevmeme rağmen 55TL veresim
falan gelmedi maalesef. Ne demiştik iki yüzlü…

 

Alt. Bonus – Katatonia

Bu da hüzünlü metal-rock şarkılar yapan Anathema’dan kimi zaman daha sert, çoğu zaman daha ezik bir grup. Ama “My
twin” şarkısından hoşlanabileceğinizi düşündüğüm için alt. bonus olarak söz etmek istedim. Hem bir kaç tane daha
şarkılarını dinlersiniz ve belki de hızlıca Anathema’ya geri dönersiniz. Belki bunlar hep ters psikolojidir.

 

Epilog


images (1)
Wolfenstein %64 indi ve resmen yarın iş olduğu için şöyle bir bakıp kapayamacağım bile. Belki sabah bakarım ama
bilgisayarın fanları da çok ses çıkarıyor, sanki gece downloada bırakmam gibi. Hala okuyor musunuz? Hadi o zaman
tekrar görüşmek üzere; Artistik Bellek’i takipte kalın, yapamasak da güzel şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Ne yazsam

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s