On dokuzuncu yüzyıl ortalarında, Wall Street’teki bir hukuk bürosunda çalışan az rastlanır kişilikteki bir kâtibin ağzından çıkan ve onun hayat felsefesini dile getiren bu ünlü cümle, o günden beri tekrarlanıp duruyor.
Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan, Herman Melville’in Katip Bartleby metni bir çırpıda okunabiliyor. Şüphesiz bu noktada Melville’nin ustalıklı kalemi kadar, İlknur Özdemir’in özenli, başarılı çevirisinin de payı büyüktür.
Katip Bartleby’in edebiyat dünyasının unutulmaz karakterlerinden olduğu açık. Canının istemediği hiçbir şeyi yapmayın, pasif direnişi simgeleyen ve sistem taraftarlarını korkutan Bartleby derin varoluşssal sorunlarla boğuşan karakterlerden çok sıradan insana yakın duruyor. Belki çoğumuzun içinde saklı olan Bartleby’i ortaya çıkardığı için de onu seviyoruz. Bu özellikler de kitabı değerli kılıyor.
Kısacası Katip Bartleby’i öneririz. Kim bilir siz de okuduktan sonra size yüklenen, dayatılan, zorunluluk haline getirilen bir şeyleri yapmamayı seçersiniz. Yani seçimlerin en güzelini…