Fanzin yazılarına devam ediyoruz. Yeni bir fanzin KumKuşu, henüz ikinci sayılar, şu an elimde mayıs-haziran 2014 sayısı bulunuyor. Yeni yayınların bazen ufak sıkıntıları olabilir. Örneğin, tam manasıyla kendilerine ait bir çizgi oluşmamıştır. Zamanla, sayılar arttıkça, yazılar toparlandıkça o çizgi oluşur. KumKuşu’nun ilk sayısı elimde yoksa da, okuduğum mayıs-haziran sayısı bende ne yapmak istediğinin bilincinde bir fanzin izlenimi yarattı.
KumKuşu, iki aylık edebiyat fanzini. Yani sınırlarını da önceden belirlemiş. Çoğu fanzin gibi sade bir tasarıma sahip. Tabii ki sade tasarım kötü tasarım demek değildir aksine daha etkileyici bile olabilir. KumKuşu da sade tasarımıyla, kapağıyla, basıldığı kağıtla “edebi” özelliklerini yansıtıyor. Mephisto’da gezerken, pek çok fanzin arasında önce ön kapağı ve arka kapaktaki; şiirle ilgimi çekip almıştım.
“Martının
Ağzında
Bir susam tanesiydi,
Bir gün
Kıyıda
Kaybolup gitti.”
Tasarım dışında içerik de hoşuma gitti. İlk sayfada “Umut Neyle Yaşar?” diye sorulmuş, fanzin yazarları bu soruya çeşitli cevaplar vermiş. En sevdiklerimden biri Tuğçe İlmez’in cevabıydı.
“An gelir, bir çocuk, göğe bakar ve “Bir gün…” der,
O zaman umudun ömrü, bir parça daha uzar.”
Bir de Mustafa Taştekin’in cevabına bayıldım.
“Umut emekli maaşıyla yaşar.”
Umutla alakalı sorudan sonra yazar-çizer takımının öyküleri, şiirleri okuru bekliyor. Bu sayıda, özellikle Zeynep Turan’ın hevî şiiriyle, Levent Barlas’ın ö-lüm öyküsü okunmalı. Aslında yazılanların hepsi okunmaya değer. Emeği geçen herkese teşekkürler.
KumKuşu’nu
Kadıköy; Sosyal Kitabevi, Mephisto Kitabevi, Akademi Kitabevi Cafe ve Taksim; Mephisto’dan edinebilirsiniz.