“Küçük Kemal, 1940’ların İstanbul’unda eski bir konakta fakir, aç ama sevgiyle yaşayan mutlu insanları anımsayabildiğince anlatır. Konağın bahçesindeki kuyuya düşen ışık, onların yaşamını bir sihir gibi değiştirebilecek midir? İmece, dayanışma, saygı ve sevgi… Artık kaybolmaya yüz tutmuş bu kavramları anımsayanlar, “sadece sevgiden oluşan bir dünya içinde yaşamak ne büyük mutluluktu” diyebilecekler midir? Piano Piano Bacaksız , 1991 yılında İstanbul Film Festivali En İyi Yönetmen ödülüne layık görülmüştü.”
Piano Piano Bacaksız’ı umuttan şüpheye düştüğünüz her an izlemekte fayda var yani şu sıralar günaşırı izlesek iyi olur. Tunç Başaran’ı çoğumuz Uçurtmayı Vurmasınlar ile anarız ama Piano Piano Bacaksız’ı da es geçmemeli. Şimdi, filmin uyarlandığı Kemal Demirel romanı Evimizin İnsanları’nı edinip okumalı.