Soderbergh’in Kafka yorumu sanırım onun kişisel yaşamından çok, eserlerinin bir yansıması olarak görülebilir. Tedirgin edici, bol gölgeli güçlü bir atmosfer kurmuş yönetmen. Bu atmosfere uygun düşen tuhaf dedektiflik öyküsü de filmi merakla izlememizi sağlıyor. Film boyunca Kafka’nın eselerinden ipuçları yakalamak da oldukça güzeldi. Özellikle Şato’yu odak alan yapım, yazarın Babama Mektup, Dava, Dönüşüm gibi çalışmalarına da göz kırpıyor. Irons’ın oyunculuğu için bile izlenebilir. Tabii Kafka’yı izleyince Soderbergh’in çektiği filmlerin nasıl olup da birbirinden bu denli bağımsız olduğuna şaşırıyor insan. Kafka ile Ocean serisi iki ayrı kutup, diğer filmlerinde de misal Che de var, Çapraz Ateş de. Bir ara; “O dönem hangi filmi çekmek istediysem onu çektim.” gibi bir açıklaması vardı Soderbergh’in. Türlere veya tarzlara bağlı kalmamak iyi de bu kadar karışık filmografi de bu saatten sonra toparlanmaz.