Fesival Günlükleri: Ben, Earl & Ölen Kız (Me And Earl And The Dying Girl)

ben earl“Bir yandan lise hayatı, bir yandan ergenliğin sosyal engebeleri… Lise son sınıftaki Greg’in huzura kavuşmak için kendince bulduğu yöntem kimseyle yakınlaşmamak, olabildiğince göze batmamak. Ancak annesi, Greg’i kanser hastası sınıf arkadaşı Rachel’a yarenlik etmesi için zorlayınca bu hassas dengeler tamamen alt üst oluyor. Yine de bu sayede Greg, gerçek dostluğun ne olduğunu keşfediyor. Bu dokunaklı, hınzır ve yine de eğlenceli film, sizi hem güldürecek hem de ağlatacak. Senaryo yazarı Jesse Andrews, Sundance’in bu en çok konuşulan filmini kendi yazdığı çoksatar romandan uyarlamış.”

Herkese belli bir mesafeyle yaklaşan böylece kimsenin gözüne batmayan, tek dostunun, ki onu da iş arkadaşı olarak tanımlıyor, Earl olmasından rahatsızlık duymayan Greg’in monoton yaşamı Rachel’le ilişki kurmasıyla değişir. Greg’in Rachel’la arkadaşlığının ilerlemesi onun istemeden de olsa sınırlarının dışına çıkmasına neden olur. Film boyunca hiçbir şeyi ciddiye almıyormuş gibi görünen, kendine güvensiz, hayattan pek bir ümidi olmayan ve hikâye anlatıcısı konumunda olan ana karakterimiz, ölümün sınırlarında gezinen yeni dostunun yardımıyla gerçek bir benlik kurmaya doğru ilerler..

Filmin özellikle ilk on beş dakikası yani anlatıcı rolündeki Greg’i takip ettiğimiz ilk anlar oldukça keyifli. Kırk beş dakika hemen hemen bu şekilde devam eder. Filmin ikinci yarısıysa giderek ağdalı bir hal alır. Rachel’a ölüme doğru yaklaşmasıyla Greg’le kurduğumuz ilişki tıpkı onun tüm prensiplerinin sarsılması gibi sarsılır. Ben, Earl & Ölen Kız’ın bu noktada biraz sorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Ton farkının sertliği epey yorucu olabilir. Özdeşlik kurma konusunda bir sıkıntımız yokken Greg’in yabancılaşmalarıyla biz de filmden bir parça uzaklaşıyoruz. Tabii duygusal yoğunluk izlediklerinizden tamamen kopmanıza engel oluyor. Hikâyenin en eğlenceli kısımlarını oluşturan, Greg’le Earl’ün sinema tarihindeki pek çok filmi yeniden çekme denemelerinden kurulu arşivlerine eşlik etmemiz de bize bu konuda yardım ediyor.  Her şeye rağmen ilk yarıyı aratan bir ikinci yarı izlediğimizi, filmin en azından hikâye konusunda (her ne kadar kitap uyarlaması olsa da) daha yaratıcı olabileceğini düşünüyorum.

Son olarak Ben, Earl & Ölen Kız bağımsız sinemanın artık alışkanlık haline gelmiş pek çok formülünden yararlanan, anlatım dili dışında fazla bir özgünlüğü olmayan fakat bıraktığı etkiyle, seyirciyi zıt hislere sürüklemesiyle ve sinema tarihine yaptığı göndermelerle kayda değer bir çalışma olduğunun altını çizelim.

 

 

Ne yazsam

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s