Festival Günlükleri I: Köpeğin Kalbi (H.eart of a Dog)

heart-of-a-dog“New York sanat çevrelerinin ünlü avangart sanatçısı Laurie Anderson, 29 yıllık aranın ardından sinemaya kişisel, samimi ve sıcak bir filmle dönüyor; kendi dış sesiyle anlattığı, Venedik Film Festivali´nde Altın Aslan için yarışan Köpeğin Kalbi´nde canlandırma, ev videoları, bozulan imajlar gibi değişik film tekniklerini, özgürce ilerleyen metinle hiçbir kan uyuşmazlığı yaşamadan bağlıyor. Film, yönetmenin çok sevdiği teriyer köpeği Lolabelle´den, 11 Eylül sonrası yükselen devlet paranoyalarına, gökyüzüne, Wittgenstein´a, ölüme uzanıyor. Anderson´ın 2013´te kaybettiği hayat arkadaşı Amerikalı efsane müzisyen Lou Reed´in ruhu ise deneysel sinema zirvesinin her saniyesinde hissediliyor.”

35. İstanbul Film Festivali’ndeki ilk filmimiz Köpeğin Kalbi festival için umutlanmamızı sağlayan, oldukça etkileyici bir sinema deneyimi yaratıyor. Laurie Anderson’un pek çok sinemasal tekniği iç içe geçirerek oluşturduğu anlatım biçimi, hem görsel hem de işitsel açıdan izleyiciyi rahat bırakmayan bir yapıda. Tabii Köpeğin Kalbi için sadece teknik anlamda iyi bir film demek haksızlık olur. Anderson’un köpeğiyle kurduğu ilişkiyle, güncele yaptığı çıkarımlarla, 11 Eylül sonrası travmalarla, yoğun Tibet felsefesiyle, ve heykeltıraş arkadaşının, annesinin ölümüyle ilgili aktardıkları izleyicinin çok değerli, düşündürücü, duygusal olarak da yıpratıcı bir hikayeye tanıklık etmesini sağlıyor. İnsanın zihnini kolay kolay terk etmeyecek, irili ufaklı hikayeler silsilesi ve unutulması zor, görsel, işitsel bir rüya. Köpeğin Kalbi kesinlikle izlenmeli.

Ne yazsam

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s