Hayallerim, Aşkım ve Sen

“Bir yetimhanede büyüyen Coşkun çocukluk yıllarından beri ünlü sinema yıldızı Derya Altınay’a tutku dolu bir hayranlık duymaktadır. Küçücük yaşlarda başlayan bu düşsel hayranlık uğruna, yetimhanedeki çocukluk aşkı Rukiye’yi bile dışlayacak kadar gözü karadır. Ve Derya Altınay, bir gün okula ziyarete geldiğinde, beyaz perdeden tanıdığı ünlü yıldızı büyük bir hayranlıkla izler. Bir an unuttuğu ilk aşkı…

Kızarmış Yeşil Domatesler (Fried Green Tomatoes)

   “Evelyn Couch evliliğinde sorunlar yaşamaktadır ve kimse onu ciddiye almamaktadır. Bir bakımevindeki akrabalarını ziyaret ederken sempatik yaşlı Ninny Threadgoode ile tanışır. Threadgoode ona 1920’lerin Alabama’sındaki genç bir kadın olan Idgie Threadgoode’ nin hikayesini anlatır. Idgie’nin ilham verici hayatı sayesinde, Evelyn daha olumlu olmayı öğrenir ve Ninny ile uzun süreli bir arkadaşlık kurar.” Kızarmış Yeşil Domatesler samimi…

Düşkün Melekler

Ne zaman bir Wai filmi seyretsem sinemanın salt sinema olup olmadığıyla alakalı düşüncelere dalarım. Büyük tartışmadır bir filmin film dışında bir şeyler de ifade edip etmediği. Godard için sinema sinemadır. Gerisi mühim değil. Kimisi içinse sinema sinemayı ve çok daha fazlasını kapsayan bir ifade alanıdır. Sanırım Kar Wai ikinci kısma giren yönetmenlerden. Wai’nin gelecekteki filmleri için…

Erdinç Top: Geceyle

geceydi ayın soluğu yitik bir kalp doruğunda az. yay bu yitimde hiçsiz bu ezgide üvez bu hüzünde öte. geceydi ayın soluğu sıvayan ağu kalbimi. gece, ayın soluğu ayın soğuğu, gece. saçsız ve sakalsız ve gençsiz ve geç bir bitimdir gece ulur. şavk bu dilde yetim şark bu yitimde piç geceydi ayın soluğu kara, sonra. aşk…

Metin Çalışkan: Keskin Dişler

Bu yürüyen merdivenlerin sonu var mı? Kaç dakikadır, kaç saattir, kaç yıldır buradayım? Sıcaklık artıyor, uğultular da… Beynim patlayıp kulaklarımdan çıkmak üzere. Bir şarkının son saniyesi. Dum tıssss… Sağımdaki, solumdaki reklam afişlerinde kadınlar var. Çok güzeller. Beni severler mi rica etsem? Onlara harika bir şiir yazsam veya tanıttıkları ürünlerden beşer onar tane alsam. Kesinlikle hayır.…

Cemal Erdem: Kronik Ayrılık Ağrıları

ayrılık: kronikleşen lanet ellerimi soyup asıyorum maviye parçalı bulut mevsimleri böler uykuları böler kıvılcım şiirleri bu senin adınsa şimdi kapı aralığında tüm sıfatları karşılayan sırnaşık havada asılı merdivenlerin trabzanlarına sürtünen kedi misali senin adınsa kayıplara sürükleyen medeniyetleri adın: felakete eş yüzümü yüzüne soyuyorum intihar: gölge sanatı kan revan içinde gök rahmi tüm ölü çocukların başucuna…

il Postino (Postacı)

1950’lerde İtalya’daki küçük bir adadayız. Dünyaca ünlü Şilili komünist şair Pablo Neruda, siyasi sebeplerle ülkesi dışında yaşamak zorunda kaldığı sürenin küçük bir kısmını burada geçirir. Mektuplarını taşımakla görevli postacı naif Mario, Neruda’yla kısa zamanda mesafeli bir dostluk kurar. Usta ozanın verdiği tüyolarla hem içindeki şairi ortaya çıkarır hem de esmer güzeli Beatrice’nin kalbini kazanır. Neruda…

Medianeras

“Medianeras” film olarak beklentimi fazlasıyla karşıladı. Ayrıntıları, konusu, konuyu işleyişi harika. Bir de replikleri tabii… “Kimi aradığımı bilmeden onu nasıl arayacağım.” Müziklerini de gayet beğendim. Filmin iyimser havasına da katılıyorum. Şimdi tabii güzel bir etkisi de benim için, “durmak yok aramaya devam” yolundaki mottoya tekrar inanmam oldu. Özellikle bir şarkının sözleri çok iyiydi. “… çünkü…