Cemal Erdem: Unutulan

gerçek: bir ağrı şeklidir rüyalara sızan kim varsa atlasları aklında tutup da köprüaltlarını mesken edinen is kuşlarını ağzında yağmur biriktiren çatı oluklarını karanlık sinemalarda vurulanları o sinemalarla silinen öpüşme sahneleri kayıp filmleri kim varsa unutan sarılmanın zaman değil de bir mesafe problemi olduğunu ve insanın gökyüzü cambazlarından köpük köpük sulardan od ağaçlarından uzaklaştıkça ruhlarının avize…

Cemal Erdem: Eski Kentte Gezinir Bir Kör Cambaz

aram yok bu saydam şehrin hayâlleriyle güneş ağrısındaki şehirlerin geçmiş zamana çekimli hayaletleri nasıl sevilebilir emin değilim bir düş hangi ân kurulduğunda özgürleşir bilmem boyası dökülen panayırlar kapandığından ateş çemberlerinden geçen kağıt kuşları yandığından beri dengesizim dünle yarın arasına gerilmiş zamanın ince ipi üzerinde yürümeye çalışıyorum körlemesine ve rutubetli yalnızlıklardan ağrıyor eklemlerim

An Sığınağı

“kime gitse umulmadık çıkıyordu” nasıl ardında bıraksın dengesini parmak uçlarına mor nefesler çizili göğsü rüzgar nakışlı ipince sokaklarda ateş çemberi evlerin ardında ufak adımlarla gezinen kent cambazı (ki rüzgarı çalmakla suçlanır) “intihar moteli numara yedi” ortada edepli mi edepli bir masa kent cambazı üzerine ne koysa -misal düşen uçurtma kuyruklarını pis sineklerin üşüştüğü şiir artıklarını…