Amin Maalouf: Ölümcül Kimlikler

Maalouf’un Ölümcül Kimlikler’i hassas noktalarımızdan olan kimlik meselesine farklı açılardan bakabilirken, insanın çok kimlikli olması fikrinden yol çıkarak neden genellikle tek kimliğimizi öne çıkarmaya çalıştığımızı sorguluyor. Kimliğimizin bizi ait kıldığı topluluklara, toplumlara, gruplara göre mi düşünüyor, hareket ediyoruz? Elbette ancak bu kadar basit olduğunu sanmıyorum. İlla güçlü bir gruba, topluluğa ait olmak için benimsemediği bir…

Anıl Çelik: “Ya Da” Bağlacıyla Herkes Edebiyatçı Olabilir!

Diyelim ki bir metin oluşturdunuz, yazınıza sinen keskin zekâyı ve entelektüel birikimi okuyucuya ilk anda belli etmek istiyorsunuz. Bunu nasıl yaparsınız? Tabi ki, “… ya da …” formunda başlık kullanarak! Çok basit. Metninizle birinci dereceden ilişkili sözcük veya söz öbeğini bu mükemmel başlık formunun ilk boşluğuna getiriyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, ilk boşluğa getireceğiniz…

Mavi Velet: Kaybolmanın Dayanılmaz Cazibesi

gözlerime bağlı gürültü ile dönen film makaraları sansürlü şerit kesiklerinden bir yeraltı edebiyatı uyarlamasının ölü doğan ruhu M. Turgut Erdem Yazacaklarımın bu alıntı ile hiçbir organik bağı yok. Hayatta her şey birbirine bağlantılı görünür ya, oysa değildir. Böyle bir takım tuhaflıklar yani. İnsan kendi varlığından, gerçekliğinden şüpheye düştü mü yazık. Buradayım diye haykıran onca yapıya,…

Metin Çalışkan: Cesur Yeni Dünya ve Kültür Endüstrisi

   “Cemaat, Özdeşlik, İstikrar”     Cesur Yeni Dünya Aldous Huxley’nin 1932 tarihli distopik romanıdır. Yazım boyunca romanın içeriğine dair çeşitli unsurlara değineceğim. Bu unsurların paralelinde özellikle kültür endüstrisi kavramına yönelik ipuçlarını takip etmeye çalışacağım. Romana geçmeden önce ütopya ve distopya kavramlarına bakmakta fayda var. “Ütopya”, sözlük anlamıyla gerçekleştirilmesi imkansız tasarı veya düşünce demektir. Edebiyatta ise,…