Cemal Erdem: Eşsiz Kuşlar Cenneti

iki insan arasındaki kuş uçuşu mesafesini bilmeden kırlangıçların son yükselişlerinden önce gördükleri rüyayı söyleyebilirsiniz o kuş uçuşu mesafesini daraltan gökyüzü terzisini tanımadan Şili’nin tüm kanatlı uygarlığını ezbere sayabileceğinize inanırsınız ama hiç yeryüzü ağrısından bunalıp apartman boşluklarında intihara düşen güvercinleri iyileştirmediniz sırf bu yüzden altın çerçevelerle kan kokan duvarlarınıza astığınız üzerine saatlerce tartıştığınız Eşşiz Kuşlar Cenneti…

Metin Çalışkan: Hızla Çürüyor Balkon Demirlerine Takılan Gökyüzü

üst katı kuzey yıldızına tutunan soğuk, gri alt katı yalnızlık tarihinin başlangıcına uzanan arkeolojik kazılarla sıcak, mavi müstakil bir tek başınalık hali benimkisi istimlak edecekler deniz geçecek üzerinden kağıttan gemiler arasında şiir hatları vapuru yüzecek rüzgardan ürken büyük büyük şairler büyük büyük şiirleriyle martı besleyecek dudaklarımın sükutunda kanlı bir hüzün yüzüm kıyısında gelgitli korkular ama…

Cemal Erdem: İşte Bunlar Hep Ayıp

ne o öyle güpegündüz sokak ortasında şiir mi kurulurmuş bilmiyorsun sevişmenin yasaklandığı ara sokakların cennetten kovulan çıkmaz sokakların şiirden utanıp utanmayacağını evler utanmayacaktır onların içe dönük duvarları bu yüzden tereyağsız mutfaklar ablukadayken Turgut Uyar’dan konuşulabilir kilise çatılarının iliştiği göğe bakıp Eleni’nin ellerinden söz edilebilir ama tutup güpegündüz sokak ortasında aynı şiirde öpüşmek de neymiş gökyüzü…

Cansu Şimşek: Salıncak

Salıncak Gökte bir bulut Kollarında salıncak Salıncakta bir çocuk. Çocuk her daim çocuk Hiç değişmeyen… Bir bulut inse Gözleri dolsa Ve ben bir yağmur damlasıydım.