HA?!.,…

ve tren başlangıç noktasına döner. HA? Çember tamamlanır, sonra… Sonra Ha? Başlangıç noktasına varan trenin, koltukları sigara yanıklarıyla delik deşik olmuş, camları sisli kompartımanında oturan sen eski sen değilsindir. HA HA! Makas değişimi. HA… Tüneller. HA… Köprüler, sular, gündüzler, geceler, çinko teller, bakır teller, sürüler. HA HA! Ne diyorsun HA? Anlamadım HA HA! Boş ver, aslında…

Şikeste

Türker Ayyıldız’ın ikinci öykü kitabı Şikeste toplam  on dört öyküden oluşuyor. Kitap, genellikle zamandan koparılmış ama yine de onun ağrısını bir şekilde hisseden, arada kalmış mekânlara, uçsuz bucaksız coğrafyalara sıkışmış  ve mağlup olmuş karakterlerin hikâyelerine odaklanıyor. Kitabın arkasındaki alıntı sanki yazarın, Şikeste‘nin asıl derdinin ne olduğunu işaret ediyor. ” “Kazandım” demişti en son karşılaşmalarında. Ağzının içinde tüm dünyayı…

Cemal Erdem: Yavaş

bu dünya hızlı dönmüyor aslında ben çok yavaş duruyorum zehir zemberek zamanlarda bak trenler bile kıpırtısız çıt çıkarmıyor benim yanımda uzayıp giden raylarda pas tutmuş rüyalarla vagonlar kömür kokulu yüz yıllık yalnızlıklar saklıyor içimden denizler çekiliyor usul usul korkuyorum kimse bir yere gitmiyor gidecek yer mi yok gidilecek insan mı korkuyorum yol filmleri otobana varmadan yoldan…

Metin Çalışkan: Mum Işığında Bekleyen Şiir

kelimelerim titriyor cılız aydınlıkta yüzümü işgal etme çabası gölgeler diyarında harflerim kuşatılmış binbir gece dilinde ağıtlar yakan cümlelerim asi ve deli cennete paralel giden cinnet anlarındayız intihar sadece bir his beyaz gömleğe bulaşan ruj izinde ama farkındayım öldürülebilirim, görevini hiç yapmamış bir mektup açacağıyla bile ben evet bembeyaz göğüslü apak düşlü simsiyah fitil fitil saçlı…