“Dogon kabilesi Afrika‘nın Mali cumhuriyetinde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır. Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı‘ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule‘dür. Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, geleneklerinisözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür. Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Siriussistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.Çadırlar içinde yaşayan ve avcılıkla beslenen bu ilkel insanlar, Dünya gezegeninin hareketlerini, güneşin hareketini, jüpiterin uydularını olduğunu vs. bilmekteydiler.”
Alıntı Vikipedi
National Geographic “Yıldız Kapıları” adlı belgeselinde de dikkatimi çekti. Önce Martin Mystere’nin maceralarında tanımıştım Dogonları. Hakikaten gizemli. İlkel bir kabilenin gökyüzü hakkında bu kadar bilgi sahibi olması şaşırtıcı.
“Nommo’nun Gemisi, Mali Cumhuriyeti’nde yaşayan Dogon yerlilerinin mitolojisinde Sirius yıldız sisteminden Dünya gezegenine “gönderilenler”i ifade eden bir terimdir.
Nommo’nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya’ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.
Kuşaktan kuşağa aktarılagelmiş Dogon geleneklerine göre, bu gemi, insan soyunun birer imalat olan atalarını içermektedir. Fakat atalar gemiye insan formunda değil tohum halinde koyulmuşlardır; geminin Dünya’ya iniş yolculuğu boyunca, embriyonun, insan cenininin ana rahminde geçirdiği oluşum evrelerini andıran çeşitli dönüşüm evreleri geçirirler ve gemi yeryüzüne konduğunda gemiden insan biçimine gelmiş olarak çıkarlar. Altmış bölmeli bu gemi yalnızca ataları değil, yirmi iki kategoride sınıflanan “yaratılış unsurları”nı ve “kelâm”ı da içerir. Gemideki bölmelerde tüm varlık türleri ve “oluş usulleri” vardır; fakat bunların yalnızca bir kısmı yeryüzüne indirilmiştir, dolayısıyla insanlar yalnızca bir kısmını bilmektedir.”
Alıntı vikipedi
Yani Dogonlar üstün astronomi bilgilerini dünya dışı varlıklar aracılığıyla öğrenmiş olabilir. Şimdi tam da bu noktada Kubrick filmi 2001: Bir Uzay Macerası’na geçebiliriz. Arthur C. Clarke’ın roman uyarlamasında da benzer bir tema mevcuttu. Dünya uzay camiasının önde gelenlerinin insan uygarlığına doğrudan katkıları. Hatta evrime yardımcı olmaları.
Yazılı, sözlü kültürün ister istemez birbirini etkilemesi, temelinde aynı konulardan bahsetmesi ayrıntısını da göz önüne alalım. Sirius Yıldızı’nın pek çok kaynakta geçmesi gibi. Sanırım asıl mesele bilmediklerimiz hakkında, araştırsak da, araştırmasak da dilediğimize inanabilme potansiyelimiz. Yaratıcılık, hayal gücünü kullanma kılavuzu hepimizde mevcut. Bazılarımız bariz bir biçimde ona ket vursak da.
Gerçeklik değil, gerçek olma ihtimali bir harika.