Yaşadığımız dünyanın en boktan hale geldiğini düşündüğümüz anlarda, o dünyada bir gelecek göremiyor ve umutsuzluğa kapılıyoruz çoğu zaman. Keşkeler tarafından ele geçirilip karanlık dünyamıza iyice hapsoluyoruz. Olduğumuz durum için çoğunlukla başkaları olmak üzere kendimizi de sorumlu tutuyoruz. Yaptığımız ya da yapılan hatanın ne zaman ve/veya kim tarafından nasıl yapıldığını sorguluyoruz. Bunu bulursak ne ala, şanslısınızdır. O zaman kabullenmeniz daha kolay olur; fakat o olanların olmuşluğuna, geçmişe gidemedikçe çare bulamayız. Peki ya zamanda yolculuk yapabilseydik ve elimize mevcut durumu değiştirmek için, geleceğimizi kurtarmak için fırsat geçseydi? Keşkelerimizi ortadan kaldıracak hamlelerde bulunurduk sanırım. Ya yaptığımızın tam tersini yapar ya da yaptığımızı hiç yapılmamış kılardık.
“Ne ekersen onu biçersin” ve “Rüzgar eken fırtına biçer” gibi meşhur sözler vardır hepimizin bildiği. Bu sözler genel olarak bizlere yaşadığımız “an”da yaptıklarımızın gelecek için önemini ve o an yaptığımız şeylerin geleceğimizi şekillendirdiğini hatırlatır ve ona göre davranmamız gerektiğini öğütler. En azından karanlık bir gelecekten sakınmak için olduğumuz an’ı doğru değerlendirip, azınlık olarak çok acılar ve sıkıntılar çeksek de olduğumuz yolda “tökezleyip” hem kendimize hem de azınlıktaki diğer yoldaşlarınızın geleceğini yok etmemeniz gerekir. Çünkü o tökezleme, başkalarının “Pire için yorgan yakmak” sözünü gerçekleştirmesine ve “Kurunun yanında yaşın da yanması”na sebep olur. Sen mevcut akışı değiştirmek için akan nehrin önüne engel koyup suyun akmasını durdurursan bir gün o duvar yıkılır ve sen de dahil o büyük su birikintisi herkesi alır götürür. Ortada sadece su ve ona sebep olan hatalar kalır. Yani keşkelerinizin anası.
Farkındayım sonlara doğru tuhaflaştı yazım; fakat filmin temasına bir şekilde girmem gerekliydi. X Men Days of Future Past filmi Mystique’in mutant kardeşlerini öldüren kişiden intikam almasıyla(Xavier’e göre tökezlemesi) şekillenen geleceğin, geçmişe gidilip bunun engellenmesi ile düzeltilmesi üzerine kurulu bir öyküye sahip(yani Mystique arkadaşlarının canını alan nehrin akışını engellemek için baraj kuruyor ve bu barajı kötülükle kurmasından ötürü güçsüzlüğünden(aslında kötünün kötülük olmasından) yıkılıp geri kalan herkesin altında kalmasına sebep oluyor ve Kitty aracılığı ile, buna engel olmak için görevlendirilen Wolverine geçmişe gidiyor ve olaylar gerçekleşiyor)
Anladım ki yazım gittikçe büyük bir spoiler’a dönüşmeye başladı bu yüzden bunu burada bitirmeye karar verdim.
Neyse gelelim filmin genel olarak değerlendirilmesi/eleştirilmesine.
Filmin görselliğine laf yok. Görüntü yönetmenliği olsun sanat yönetmenliği olsun oldukça başarılı kişilere verilmiş ve film görüntü olarak dört dörtlük olmuş. 10/10
Müzikler ve sesler konusunda öyle dikkatimi çeken bir durum olmadı. Yani çok iyiydi veya çok kötüydü kulağımı tırmaladı gibi yorumlarda bulunamayacağım. 6/10
Karakterler ve onlara can veren oyuncular ise güzel bütünleşmişler ve önceki filmlerdeki istikrar devam etmiş bilindik karakterlerde. Yani bir film böyle bir film şöyle değiller. Zaten oyuncu kadrosu oldukça iyi, kendilerini ispatlamış kişilerden oluşuyor. Hikayeye yeni katılan Quicksilver karakteri ise oldukça renk katmış filme. The Avengers 2’de yetişkin haliyle izlemek için sabırsızlanıyorum açıkçası. Bu filmdeki genç olanı canlandıran eleman ise sırıtmamış ve doğru bir seçim olduğunu göstermiş. İleride dahil olacak Gambit karakterini oynayacağı açıklanan Channing Tatum için aynı şeyin olacağını düşünmüyorum açıkçası. Yine de bekleyip göreceğiz bakalım Gambit’e alışabilecekmiyiz. Şu ana kadar doğru tercihte bulunan film ekibinin bildiği bir şey vardır elbet deyip avutuyorum kendimi ve bekliyorum 🙂
Neyse lafı fazla uzatmayacağım. Oyunculuklar, karakterleri ve karakterler arası ilişkileri yeterliydi. İyi bir puanı hak etti. 9/10
Film genel olarak akıcı olmuş. Zamanda yolculuklar gerçekleşmiş olsa da algı sorunu yaşatmıyor ve kendisini izlettiriyor. Bunu başarılı bir kurguya borçlu elbette ki. 9/10
3D performansına gelelim. Filmi şu ana kadar izlediğim The Amazing Spiderman 2 ve Godzilla ile aynı sinemada aynı salonda ve aynı teknolojide(xpand 3d) izledim. Karşılaştırma yaparak değerlendirmem gerekirse Godzilla’dan iyi, Örümcek Adamla kafa kafaya diyebilirim. Ama ben yine de tek başına da değerlendireyim. Gerekli yerlerde iyi bir etki bıraktı bende. Üç boyutlu deyip de izleyiciyi aptal yerine koymamışlar çoğu filmdeki gibi. Olması gerektiği gibiydi. 8/10
Ortalama Puan: 8,4/10
Not: Godzilla’ya gişe canavarı demiştik; fakat X Men vizyona girince Godzilla’nın canavarlığı kalmadı gişede oldu Mickey Mouse 🙂
Filmi henüz izlememiş olanlara not: Film bitince hemen kalkıp çıkmayın. Sonuna kadar bekleyin. 3D gözlüğünüzü tekrar takmayı unutmayın 🙂